top of page

MUTFAK

“O”nu Bulmak: İş Ortağımı Seçerken Nelere Dikkat Etmeliyim?

Güncelleme tarihi: 30 Eyl 2019

Bir girişim başlatmak çoğu zaman akıl dışı bir şeydir. Tıpkı bir ilişkiye başlamak gibi. Yeni, heyecan verici ve belirsizliklerle dolu… Tabi iyi anlamda. Peki bir iş ortağı ile yola çıkıp çıkmamanız gerektiğini nasıl anlarsınız?


Tamamen Açık Olun


Her tür iyi insan ilişkisinin temelinde, açık bir iletişim yatar. İş ortağınız ile bir şeylere başlamadan önce aşağıdaki hususları gözden geçirmelisiniz:


Başlangıç


İşe koyulmadan önce, birlikte iş yapmayı düşündüğünüz ortağınızın önceki işinden kalma rekabet etmeme ya da belirli bir müşteri çevresi ile ticari olarak temas kurmama yönünde bir anlaşması bulunup bulunmadığını kontrol edin. Bu husus hâlihazırda çalışıyorsanız yahut çalışmayı kısa zaman önce bıraktıysanız kendiniz için de düşünmeniz gereken bir mesele olabilir. Eğer her ikiniz de temizseniz, bir şeyleri ortaya koymadan önce işlerinizi yürütmek için kendinize hukuki bir çatı seçmeniz gerekir. Bu noktada hedefleriniz konusunda aynı sayfada olduğunuzdan emin olmalısınız. Zira bu durum çoğu zaman girişiminiz için en iyi hukuki çatının ne olacağı yönündeki tercihi etkileyecektir.


Sahiplik: Pay oranları, kâr ve zarar


Pay oranlarına ilişkin hükümler gelecekte meydana gelebilecek potansiyel yanlış anlaşılmaları en aza indirir. Bu durum özellikle ortaklardan birinin şirkete nakdi bir sermaye değil de emeğini --“kan, ter ve gözyaşı” koymak isteyeceği hallerde daha büyük önem arz eder. Esasen emeğin, anonim ve limited şirketlerde doğrudan sermaye olarak konulması kanunen olası değildir. Diğer taraftan fiiliyatta, bu ortağa düşecek nakdi sermaye payının diğer ortak tarafından aralarındaki ilişkiye dayanarak ödenmesi ise mümkündür. Ne yazık ki, böyle bir bölüşüm yapılırken kimin hangi oranda payı hak ettiğine ilişkin sihirli bir formül bulunmuyor. Lâkin bu konuda kesin bir karara varmanız oldukça hayatidir. Tüm bunların yanında, kâr ve zarar paylaşımı meselesini değerlendirmeyi de unutmamalısınız. Çünkü bu husus da pay oranları ile doğrudan ilintilidir. Öyle ki; ortaklık sözleşmelerinde aksi kararlaştırılmadıkça kâr ve zararın paylaşımı tarafların payları ölçüsünde yapılacaktır. Son olarak pay meselesinin vergisel sonuçları olacağını da unutmamanızda fayda var.


Roller ve Sorumluluklar


Ortakların hangi rolde ve ne tür sorumluluklar altında olacağını tespit edip ana sözleşmenizde bu hususlara açık şekilde yer verin. Günlük işlerinizi kim yönetecek? Yönetici ortak ek bir ücret alacak mı? Ortaklığın geleceği için önemli kararlar nasıl verilecek? Bu şekilde her bir ortağın, görev ve sorumluluklarının nerede başlayıp nerede bittiğinin farkında olmasını sağlarsınız. Aynı şekilde dış dünya ile herhangi bir hukuki ilişki içerisine girme konusunda ortaklığı bağlayıcı kararların nasıl alınacağını da gözden geçirmelisiniz. Kısacası, her şeye en baştan net bir şekilde karar verirseniz, daha sonraki süreçte şiddetli baş ağrıları ile uğraşmaktan kaçınabilirsiniz.



Dürüst Olun


Birtakım “zor” konuşmalar her ortaklıkta olur ve inanın kimse bunları yapmayı sevmez. Ancak ilerleyen yıllarda huzurlu bir iş hayatı istiyorsanız, söylenmesi gerekeni en başta söylemelisiniz.


Ortaklık Sözleşmelerinde Değişiklik


Diyelim ki her şeyi elinize yüzünüze bulaştırdınız, bir şeyi dışarıda bıraktınız ya da sizin için uygun olmayan bir hükmün varlığını keşfettiniz. Dünyanın sonu gelmiş gibi hissedebilirsiniz ancak öncesinde değişiklik süreçlerinin nasıl yürüyeceğini kararlaştırdıysanız bu sorunu çözmek nispeten kolay olabilir. Bu sebeple diğer şeylerin yanında, hangi hallerde ortaklık sözleşmesinde değişiklik yapma opsiyonu bulunacağına ve değişikliklerin kabulü için ne tür bir oylama yapılacağına daha ilk günden karar vermelisiniz.


Uyuşmazlık Çözümü


Her şey çok yeni ve ışıl ışıl parlıyorken anlaşmazlıklar hakkında kafa yormak hayli güçtür. Ancak unutmayın ki en iyi ortaklıklarda bile sorunlar olur. Muhtemel anlaşmazlıklarla ilgili zamanın ötesinde birtakım hükümler kurgulamak, sorunların tam da içinde bulunduğunuz o dönemlerde işleri biraz daha kolaylaştırabilir. Örneğin, uyuşmazlıkların arabuluculuk yolu ile çözümüne ve arabulucunun nasıl seçileceğine ilişkin ortaklık sözleşmelerinizde bir yöntem belirleyebilirsiniz. Böyle bir yöntem tespit etmek, özellikle ortak sayısının fazla olduğu bir girişimin parçasıyken çok daha mühimdir. (Bkz. Gridlock)


Tasfiye


Ve, evet… Bazen sadece yürümez. Bunu en başta düşünmek ne kadar ağır gelse de ortaklığın tasfiye sürecini de bir zemine oturtmalısınız. Ortaklardan biri ayrılmak isterse ne yapacaksınız? Ya da siz ayrılmak isterseniz? Buy-out (ayrılacak ortağın payının diğer ortaklar tarafından satın alınması) koşulları nasıl olacak? Peki ya ortağınız vefat ederse? Emekli olmak isterse? Tekrar etmekte fayda var, tüm bu hususları ortaklık sözleşmesinde tespit etmelisiniz.




Seçici Olun


Tıpkı bir ilişkide olduğu gibi bir ortağa da asla bağlanmamalısınız. Hiçbir şeyde acele etmeyip artıları ve eksileri iyice tartın. Bir taahhütte bulunmadan önce aynanın karşısına geçin, uzun ve derin bir nefes alıp aşağıdaki şu soruları kendinize sorun:


Bu insana güveniyor musunuz? Ne kadar?


Bu listenizin en tepelerinde yer alması gereken bir soru. Farz-ı muhal, eğer bir adi ortaklık çatısı altında iş yürütecekseniz sınırsız sorumluluk prensibi geçerlidir. Diğer bir deyişle, eğer ortağınızın muhakeme problemleri varsa meydana gelebilecek zararlardan siz de aynen onun gibi mesul olursunuz. İşte ortağınıza tüm kalbinizle güvenmenizi istememizin onlarca sebebinden sadece biri…


Ortak değerleri paylaşıyor musunuz?


Ne yazık ki, bir girişimi yürütürken tüm dünya size karşıymış gibi hissedeceğiniz zamanlar olabilir. Böyle bir anda sahip olabileceğiniz en değerli şey vizyonunuzu paylaşan ve her daim arkanızda duran bir ortaktır. Fakat bir ortak seçerken sadece konuşmak için konuşan biriyle yol yürümediğinize dikkat edin. Yani sözlere değil, işe bakın. Genel toplamda olması gereken ortaklığınızla ilgili aynı hayalleri ve vizyonu paylaşıyor olmanızdır.


Bu ortaklık için masaya ne getiriyorlar?


Bazen zıt kutuplar birbirini çekerken kimi zaman da çekmez. (Yani… Biz avukatız, fizikçi değil.) Hangi tür insanlarla daha iyi çalıştığınız konusunda kendinize tamamen dürüst olun. Etrafınızda tam da sizin gibi birileri varken mi daha üretken ve tamamlanmış hissedersiniz? Ya da farklı bakış açıları olan insanlar tarafından zorlanmayı mı istersiniz? Tekrar etmekte fayda var, kendinize dürüst olun zira tek bir doğru cevap yok. Sadece kendinizi tanımanız ve ortağınızı da bu minvalde seçmeniz gerekiyor.


Birileriyle beraber bir girişim başlatırken dikkate alınması gereken sayısız konu vardır. Bilgece düşünün! Acele etmeyin! Eğer “o”nu (iş ortağınızı) bulup bulmadığınızdan emin olamıyorsanız, bize ulaşmaktan asla çekinmeyin. Bir fincan kahve ve bir parça sohbet bizi mutsuz etmez.



24/05/19




Sorumluluk:  Bu sayfa altında sağlanan içerik tamamıyla bilgilendirme amaçlı olup hiçbir şekilde reklam, tanıtım vb. adlar altında değerlendirilemez, hukuki tavsiye olarak yorumlanamaz ve izinsiz olarak kullanılamaz. Bu makaleyi okumanız bizimle avukat - müvekkil ilişkisi kurduğunuz anlamına gelmeyecektir. Eğer daha detaylı bilgi edinmek isterseniz, Cihangir Hukuk yardımcı olmaktan memnuniyet duyar. Bize buradan ulaşabilirsiniz.

bottom of page